25 Eylül 2010 Cumartesi

Bezirganbaşı




Bir kaç çocuk toplaşır, Başlarlar çığrınmaya:"Aç kapıyı bezirganbaşı bezirgan başııı, kapı hakkı ne verirdin ne verirdinn."

En az on kişi ile oynanan bir oyundur. Oyuncular aralarından iki seçerler. Bunlardan

Biri ‘altın saat ‘diğeri ‘altın bilezik' adını alır. Sonra ikisi yüz yüze dururlar, el ele tutuşup ellerini havaya kaldırırlar. Tek sıra halinde dizilmiş olan diğer çocuklar:

Aç kapıyı bezirgân başı, Bezirgân başı...
Kapı hakkın ne verirsin?Arkamdaki yadigâr olsun.Yadigâr olsun

Tekerlemesini söyleyerek bunların arasından geçerler. Dizinin son çocuğu yakalanır, kulağına “ Altın saat mi istersin; altın bilezik mi?” diye sorulur. Verilen yanıta göre çocuk soruyu soranlardan birinin arkasına geçer. Bu işlem tüm çocukların iki gruba ayrılmasına dek sürer. Sonra her iki grup çocukları birbirlerini bellerinden sıkıca tutarlar. Orta yere çizilen bir çizginin iki tarafında yer alan gruplar birbirlerini çekerek güç gösterisine girerler. Çizgiyi geçen grup oyunu kaybeder, yenik düşer. Oyun bu şekilde çocuklar bıkıncaya kadar sürer.

Küçükken en çok oynadığımız oyunlardan birisi idi. Heyy gidi günler heyy yahu ne eğlenirdik :) pc çocuklarına acıyorum bu hususta..

Eskiden depreşenler..


OOOOOOOO

piti piti karemela sepetii terazi lastik cimnastikkk.. Biz size geldik bitlendik. :)

14 Eylül 2010 Salı

Sevgili Günnük...


Sevgili Günnüküm,

Bu sıra gelgitler silsilesinde zor zamanlar yaşıyorum. Psikoloji olarak dalgalı kur bile daha duyarlı kalır herhalde. Kararsızlık vs diz boyu desem yeri.

Bir kaç karar verdim, uygulamaya meyilliyim.

13 Eylül 2010 Pazartesi

Bayrama ne yazar, iste senin de olur.. !



Bu gün bayramın ilk günü.

Hiç bir bayram sevinci, heyecanı, eğlencesi hissetmeden sanki bir işkence gibi gelen bayram zorunlu ziyaretleri ardından noktalanan gün.. Bol serzenişler ve düşünmeden yapılan bazı sözlerin ardından geçen bir bayram.. Tatsız tutsuz..!

Düşünüyorum da çocukluğumuzun bayramlarını farklı kılan şey, o zamanlar çocuk olmamız mıydı? Yoksa daha da bir farklı mıydı bayramlar!!

Biz farklı bir şehirde otururduk, büyüklerimizden, bu nedenledir ki bayramlar hem hediyeler hem sevgi dolu buseler, hemde özlem gidermek demekti.. Bayram öncesi yapılan alışveriş keyfi bambaşkaydı tabiki de. O ayakkabıya sarılarak uyunur sabah heyecanla süslenir püslenilir sonrasında el öpmelere başlanırdı.

Şeker bayramı şeker verilsede para veren evler öncü durak olurdu her zaman.. Ne büyük keyifti..

Ara sıra bazı yerlerde Hacivat ile Karagöz oyunları izlerdik. Hacı cavcav...:) Şimdiki çocuklarımız bu kültürel miraslarımızı bilmiyor bilseler de alışkın oldukları 3d özellikleri olmadığından nedense pek bir yabancı geliyor onlara. Tabi bazı durumlar biraz farklı olabiliyor. Beğenebiliyorlar.. Nadiren tabi..

Birinci gün üçüncü gün derken noktalanan bayram.

Hepimizin bayramı mübarek olsun. Umarım bayram tadımız yeniden damaklarımıza beklediğimiz yerini alır..

7 Eylül 2010 Salı

Seçmeler...





Ay fırından yeni çıkan pankek misali bir keyfliyim ki sormayın gitsin..
Şahsi karalamaların dışında ilk defa bir portalde yazıyroum ay ne büyük sevinç keyf..
Herneyse,
Asi ve fevri ruhum der ki, ooo neler yapacağız neler... neler yazacağız, göreceğiz kim bilir.

Bu gün tavsiye üzerine bir dizi izledim, konusu biraz ilginç, bir ara dizi bittiğinde, yorum eleştiri yapacağız. Ama içerik güzel.

Kadın erkek ilişkisi üzerinde alıntılar, artılar eksiler, olasılıklar olmazsızlıklar.. Takıntılar acılar.. ve aşk!
Ya aşk nedir derler ya hep, aşk nedir!

İlginç bişidiydir. Hem yenir hem yenmez. Hem acıdır hem tatlı.. Hem tuzludur hem ekşi.

Ama nedense vaz geçilmezdir.

İlginçtir aşk.
Kadınlar üzerine bir çok yazı okudum ara ara birşeyler karalamayı düşünmüyor değilim bu mevzuda şahsen. Erkekler ile de bir çok ilginç yazı okumadım da değil, bu konuya da değineceğim bir ara..

Şimdi ilişkiler hakkında iki kelam etmek istiyorum ben aslında..

x ile y bir ortamda tesadüfü karşılaşmışlar. Amanın o da ne, bir elektirik kablosu kısa devre yapmış bu vektörlerimiz birbirine bulaşan vektörlerden etki almışlar. Haydi canım el zaman git zaman, olmuşlar aşık.Bir kafeye gitmişler, x ile y bişiyden kavga etmişler. Y çekmiş gitmiş.

Haydaaaa.. Nere gitmiş niye kavga ettiler. Al sana türk filmi. Yeşilçam.. Senede birr gün... senede bir gün..

Nasıl bi rmantık karmaşası nasıl bir melankolik damar durumu çözemedim ben bu durumu, kardeşim hani seviyordun hani herşeyi yapacaktın. Herşey lafta şekerim. Lafa gelince nedense her kescikler her bişiyi yaparlar, aynı zamanda herşey de herkescikler için mümkün kılınabilir. vesselam... Diyerekten ilk yazımı pardon 2. yazımı noktalıyorum..

Saygılar sevgiler efenim..

Yeni bir yüz.. Ben.. Xetra




Merhabalar,

Yazı yazmayı severim.
Blogda yeniyim:)

Burcu ile konuştuk, herşeyi paylaşıyoruz bi burayımı paylaşamıycaz. Haydi paylaşalım dedik..

İşte burdayım...
Herkese boll selamlar..

4 Eylül 2010 Cumartesi

Ayraç



Varlığın ile yokluğun arasına sıkışıp kalmışım.

Bir ayraç gibi..!!

3 Eylül 2010 Cuma

Yüzleşme 1



Öyle bir an gelir ya hani insanlarla boğuşmaktan bunalır, düşüncelerinle yalnız olmak istersin..

Öyle bir an gelir ki, düşüncelerinle yalnız kalmaktan ürkersin..

Öyle bir an gelir ki, hem yalnız olmak hem de yalnız olmamak istersin...

Öyle bir şey işte, ...!

İlginizi çekebilecek diğer yazılarım...^^

Related Posts with Thumbnails