17 Haziran 2010 Perşembe

Kararsız bir geçiş dönemi karalaması

Önceden yazmak için acaba ne yazsam diye masanın karşısına oturup saatlerce yazı yazdığım dönemleir hatırlattı ekranın karşısına geçip ne yazsam ama bir şeyler yazmalıyım dediğim şu an..

Nasıl bir tezata düştüm kendimle.. İlginç bir durum :)

Aslında yazı yazmak benim için gerçekten önemli, rahatlamamı sağlıyor ve mutlu ediyor beni, yemek yemek su içmek gibi.. Tabi mümkünse kalem kullanmadan, zira yazım çok kötüdür benim.

Neden bilmem düzeltmek için teknik resim derslerinde yaptığım ekstra çabaların bile işe yaramaması oldukça garip aslında. Yazmayı sevip yazının kötü olması gerçekten ironik.. Ama bu konuda teknoloji çok süper bir şey, istediğin yazı stilinde yazabiliyorsun, sadece klavyenin tuşlarına basarak, ne kadar hoş, istediğin kişinin karakterine bürünüp onun yazısını çalabiliyorsun.

Verdana nın el yazısını çalabilirim mesela,
gerçi o gönüllü olarak benim kullanmam için el yazısını satmış. Bu da aslında ilginç, el yazısı bile satılıyor bu zamanda..
Gerçi ne satılmıyor ki artık, piyasamız öyle geniş ki, el yazımız, kullandığımız bardaklar, neredeyse yabana gitmesin diye bebek bezlerini bile satacağız tabi buna da bir sektör yaratmak lazım önce.. Hmm ne olabilir, doğal gübre.. hemde insan gübresi :) Süt bebek bezi gübresi, ek gıda gübresi :D Yaratıcılıkta sınır tanımayan bir milletiz ne de olsa...

Geçenlerde ev arıyordum kiralık, yanlışlıkla bir siteye girmişim, ilginç kısmı burda başlıyor, satılık ilanlarını görmeniz lazım, şaşırtıcı ve bir o kadar da ürpertici..
Bir kadın 2500 tl ye bebeğini satıyor. Bir adam evdeki pencere kanadını satıyor, bir çocuk kullanmadığı oyuncağı satıyor..

Nereye gidiyoruz dünyam.. Bunun Sonu ne?

Hiç yorum yok:

İlginizi çekebilecek diğer yazılarım...^^

Related Posts with Thumbnails