29 Ağustos 2010 Pazar

Dejenere günler- gençlikler-çocukluklar!!!



Geçtiğim zaman aralığına dönüp baktığımda geride bıraktıklarım-ız ile başbaşa olmak ne ilginç bir ironi olsa da keşkelerle boğuşmamış olmam beni öyle mutlu ediyor ki..
Facede dolanırken , twit de insanların özellerine parmak basarken bir de kendi kendimle çelişen cümleler kurdum bir an.

Şimdi birinin sayfasında dolanıp, aşklarını - ex,aşklarını, sevdiği müzikleri, renkleri, siyasi görüşlerine kadar her şeylerini öğrenebilme lüksüne sahibiz. Kısmen güzel bir şey tabi. Ama nerde bizim "özelll" dediğimiz kısım. Hani biri sorsa "hani sen bunlaydın noldu", "sanane bu benim özelim" deme hakkına sahipsek o portallerde de bunun reklamını yapma özgürlüğüne sahibiz elbet.
Peki sorduklarında neden bir tepki veririz?
Zaten herkese duyurmuşsun ahan bu benimki, "pek mutluyuz mesuduz". "Hatta işte fotolarımız", "hatta ayrı hesaplarımız bilem var", "anime de de etiketledim ohh." "Geçen gün bana karakalem gül göndermiş çok güzeldi bi muhabbet bi muhabbet sorma" Haydin bunlar özel di duyuru kısmını seçtik diyelim.

Bir de 18 altı gençlerin muhabbetleri var ki, akıllara zarar. "Nalan kızım öldün sen öldünn" " noluyo ya orda gelmiim yanına bak ne o aranızda ne var sizin, hehhe makaramı kopardınız" Lafa bak hele. Bu laf 12 yaşında bir kızdan geliyor."Aşkummm seni etiketledim kızma bana" " bu etiketlediğin kız da kim" "kop kıyamet kop"
Türkçenin gelişi güzel kullanımını haydi geçiyoruz, arkadaş arası muhabbetlerin tarzı ve uç noktaları öyle bir sarsıcı ki..

Gülümsesem mi, tepki mi versem, cevap mı yazsam şaşırıyor insan.

Geçenlerde beni de etiketlemiş bir grup genç, bir resimde işin garibi tanımadğım yüzler var fotoda, düşünmüş sağolsun dedim ama geçen konuşmalara uzun süre güldüm. "Ayy ben çok çirkinmişim""ay bu sefef güzel olmuşum bak heheh" "ya aşk olsun ben nie o çocun kucandayım" " nası bi miğde var sizde yaw hepiniz üst üste çıkmışınız" "sende ordaki böceksin ama nihaoahjhahahaoaah" diye sürüp gidiyor :)

Birkaç sözlüğün bu konuda düşünceleri de şu şekilde:

Ekşi:" insani degerlerini, ahlaki degerlerini, kültür hazinesini damla damla kaybetmeye baslamis; üretimin ve paranin aciz kölelerine dönüsmüs; önündeki mcchicken'i götürüp üstüne bir bardak soguk coke indirmesini bilen; üretmeyi, ortaya tüm insanlik söyle dursun kendi icin bile faydali birseyler koymayi bilmeyen; kendini bilmeyen genclik."
Ekşi: "toplum içindeki oranı korkunç bir yüzdeyle artmaya devam eden,sevimsiz güruh.

bundan çok değil 10-15 sene öncesinin gençliğiyle kıyaslanamayacak derecede kötü durumda olan amaçsız topluluk...
"önce sen kendine bak" diyen haklı tepkileri duyuyor gibiyim. ama aynı derenin içinde yüzerken ıslanmamak pek de mümkün olmuyor açıkçası...

inanır mısınız eskiden inandığı siyasi temeller uğruna var gücüyle savaşan,kendi hak yolunda bir şeyler yapmak için çırpınan sağcısı , solcusu, orta yolcusu her ne olursa olsun bir şeyler yapmaya çalışan nesli düşününce şimdiki nesilden olduğum için utanıyorum resmen...

siyasi amaçları uğruna hayatını feda eden insanları yüzde yüz doğrulamıyorum ama şimdiki nesle bakınca da onlara özeniyorum. en azında uğrunda uğraşıp didinebilecekleri idealleri vardı.

belki de kilit kelime buydu,bizim kaybettiğimiz ve aramak için de hiç çaba sarfetmediğimiz : ideal...

amaçsız,ne yaptığı belirsiz,ne yaptığından habersiz,mutluluğu saçma şeylerde aramayı marifet sayan ve üretmekten çok asalak gibi gün geçirmeyi marifet sayan neslin yüzde kaçının bir ideali var acaba ?"

Burdan ne sonuç çıkartıyoruz.

Yeni nesil gençlerimiz, sosyal faaliyet veya bireysel başarı peşinde koşmaktansa, okuyup öğrenmektense bu şekilde zamanlarını öldürüyorlar.. Güzelll..
Aferim onlara..

Ailelere de aferim. Tabi benimde bir oğlum var büyük de konuşmamak lazım umarım engelleyebilirim..:)


                                                                                                                    -----   devam edecek...

Hiç yorum yok:

İlginizi çekebilecek diğer yazılarım...^^

Related Posts with Thumbnails