Ghost Writer - Hayalet Yazar
Kapağına baktığımda ilk uyandırdığı his, kesin dedim bu adam ölür, sonra bir yazarın aklına girerek hikayesini ona yazdırıyordur. Böyle saçma bir seneryo mu olur diyerek filmi baştan eleştirmiştim.
Tabi düşündüğüm gibi gelişen bir sahne ve senaryo olmaması beni sevindirdi.
Oldukça güzel ve dataylara önem verilmiş bir senaryo olmasına rağmen, son sahne bu filmdeki tek hayal kırıklığım oldu.
Konumuza dönelim.
Karakterimiz duygusal, yalnız çok dobra bir otobiyografi yazarı. Ve bir gün bir iş çıkıyor, ne olduğunu bilmeden bir anda kendisini işin içinde buluyor.
Kafası karışık ne yaptığını düşünürken, işler iyice sarpa sarıyor ve düşündüğünden daha kötü bir olayın içine düştüğünü fark ediyor.
Araştırma, kendinden gelişen ipuçları bulunuşu, konuşan arabanın navigasyonu ile gidilen yer sonrası, darmadğın hale gelen karakterimiz, baştan belli olan ipuçlarını bir türlü bir araya getiremez.
Getirdiğin de de artık çok geç, melankolisi bu film de de var malesef ki..
Yalnız karakterimizin otobiyografisini yazdığı, kişinin, evi şahane.. Belirtmeden geçmek istemedim, dekor ve yapısal olarak güzel göz boyama yapılmış.
Tebrik ettim..
Bu kare o saçma ve bu filme yakışmayan önceki, "şah" çekilen sahneydi, "mat" sahnesini izlemenizi tavsiye ederim.. Tam bir hayalkırıklığıydı..
2 yorum:
önerdiğin filmler direk listeme giriyor canım :) şu önceki after lifeı da indirdim izlicem bakalım bende yorumlarımı yazarım.. kitap okursan bir de kitap blogu tavsiye ediyim sana wminatwice.blogspot.com
Hemen bakıyorum..
Kitaplara barışmak istiyorum yeniden, ooo eskiden ne keyifle okurdum, tabi konsantre bozan etkenciğim yoktu o sıra:)
Yorum Gönder